Resme ömrünü vermiÅŸ sanatçıları anlamaya dönük bir çaba olarak baÅŸlayan düzenli çalışmalara 1998 yılında en küçük kızım Zehra doÄŸunca baÅŸladım. Dönem, dönem yavaÅŸlamalar, kesintiler olsa da bu çaba 24 yılı aşıp bu günlere geldi. Birkaç yıl öncesine kadar çalışma odamda biriktirdiÄŸim ve sadece yakın dostlarımla paylaÅŸtığım bu çalışmalar, son yıllarda dostlarımın uyardığı gibi artık baÅŸka gözlerin, baÅŸka zihinlerin görüÅŸlerine, eleÅŸtirilerine ihtiyaç duyuyor.
Sonunda çekinerek de olsa, ilk sergi çok küçük bir yerleÅŸim biriminde, Hatay’ın Arsus ilçesinde 2018 yılında Fisun Sayek Vakfının etkinliklerinden bir tanesi olarak düzenlendi. Az sayıda, ancak farklı disiplinleri, farklı kültürleri temsil eden nitelikli bir ziyaretçi kitlesi ile paylaşıldı. Bir köÅŸeye bırakılmış anı defterine yazılanlar beni yüreklendirdi. Pandemi sonrası bu yıl (2022) yine aynı yerde bir yeni sergi yapılıyor.
KuÅŸkusuz bu sergiler ve olursa gelecek sergiler beni yaÅŸamını sanatına adamış bir ressam mertebesine taşımayacak. Kaldı ki ben mimarım ve mimar olmaktan mutluyum. Boyadığım bir ÅŸeyi, (bir düÅŸünce haritasını) birileri alıp duvarına asıyorsa mutluluÄŸum katlanarak artıyor. O kadar.
​
Neredeyse çeyrek asır önce baÅŸlayan resim macerası, kısa bir süre sonra kaçınılmaz olarak mimarlık pratiÄŸinden etkilendi. Yıllarca, bir yapının planlama çalışmalarına baÅŸlarken kağıt üzerine çizilen basit krokiler ve iÅŸaretleri birbirine baÄŸlayarak göz ile beyin arasında güçlü bir iletiÅŸim saÄŸlayan basit bir tekniÄŸi kullandım. DüÅŸünce alanını hızla geniÅŸleten ve “mind map”, “düÅŸünce haritası”, “zihin haritası” diye adlandırılan bu alışkanlık çok geçmeden kağıt üstünden tuvale atladı. Artık, tuvale bakarak düÅŸünüyorum. Belki elimde fırça var ama “T” cetveli ve gönyeler hala baÅŸrolde.
​
Selahattin EyüboÄŸlu’nun dediÄŸi gibi, resim yapmanın, yalnız iyi resim yapmak için deÄŸil, doÄŸru düÅŸünebilmek, insanları tanımak, sevmek, sevmemek, dünya nimetlerinin tadına varmak, etrafımızdaki haksızlıkları, kötüleri iyileri görmek için gösterilen bir çaba olduÄŸunu “DüÅŸünce Haritaları”nı yaparken yaÅŸayarak görüyorum.